Anlatım, bir kimseye bir şey hakkında bir şey söyleme, bir şey anlatma işidir. Bu söyleme ve anlatma gelişi güzel olmaz. Anlatımı yönlendiren, biçimlendiren; yazarın amacıdır.
Bir yazar, acaba söz veya yazıya başvururken neyi amaçlar? Kendini dinleyecek ya da okuyacak olanlar üzerinde nasıl bir etki yaratmak ister?
Konuşmaları ve yazıları bu sorular açısından değerlendirilenler başlıca şu amaçları saptamışlardır:
1) Bir şeyi açıklamak, bir düşünceyi aydınlatmak, bir durum ya da karakteri incelemek, bir terimi tanımlamak isteyebilir. Bu durumda yazarın amacı açıktır: Okuyucuya bilgi vermek.
2) Okuyucunun bir konu ya da olgu üzerindeki yerleşmiş duygu, düşünce, davranış ve kanılarını değiştirmeyi amaçlayabilir
3) Duyduklarını,gördüklerini okuyucunun da duymasını, görmesini, kısaca izlenim kazanmasının isteyebilir.
4) Okuyucuya bir olayı oluşuyla birlikte gelişme halinde vermeyi amaçlayabilir. Bu, olmuş ya da olabilecek herhangi bir olay olabilir. Bunda yazarın amacı okuyucuyu olayın içine götürme, olayları oluş, gelişme ve zaman sırasına göre anlatmadır.
Bütün anlatımlarda genellikle bu dört ana amaçtan biri ya da birkaçı vardır.
ANLATIM VE AMAÇ İLİŞKİSİ:
Anlatıma yön veren ve yukarıda belirtilen dört amaç, dört ayrı anlatım biçimi ortaya koymuştur.
Bunlar:
*Açıklayıcı anlatım biçimi
*Tartışmacı anlatım biçimi
* Betimleyici anlatım biçimi
* Öyküleyici anlatım biçimi
olarak belirtilebilir.
Bu anlatım biçimlerini ayrıntılı biçimde inceleyelim:
1. AÇIKLAYICI ANLATIM BİÇİMİ:
Bilgilendirme amacıyla yazılan fikir yazılarında ve bilimsel eserlerde (ansiklopediler, ders kitapları, bilimsel yazılar... vb.) kullanılan bir anlatım biçimidir. Bu tür yazılar bir konuda bilgi vermek; bir konuyu öğretmek amacı güder. Açıklama, günlük yaşamda herkesin başvurduğu yaygın bir anlatım biçimidir. Okullarda yöneticilerin tüzüklere ve yönetmeliklere dayanarak yaptıkları konuşmalar; derslerde öğretmenlerin yönelttikleri sorulara öğrencilerin verdiği cevaplar; subayların erlerini , ustaların çıraklarını yetiştirmek için yaptıkları tanımlamalar, verdikleri bilgiler birer açıklamadır. Birçok kimsenin sorduğu “Niçin? “Nasıl?”, “Neden?” gibi sorular açıklama ile karşılanabilir. Bu nedenle açıklama, genellikle “bir konuyu aydınlatma, gün ışığına çıkarma” amacıyla kullanılır. Yani açıklama, üze rinde durulan konuyla ilgili bir sorunun cevabı niteliği taşır.
Örneğin;
*Toplumsal kalkınmada eğitimin rolü nedir, nasıldır?
*Klasizim Türk edebiyatında hangi dönemde etkili olmuştur?
*Edebiyatımızda tiyatro ne zaman batılı bir özellik kazanmıştır?
* Uzay çalışmaların teknolojideki gelişmelere katkısı var mıdır?
*Sanat sevgisi nasıl geliştirilebilir?
*Gelir düzeyi düşük toplumlarda eğitimin özellikleri nelerdir?
*Toplumsal şiir ile bireysel şiirin ayrıldığı noktalar nelerdir?
*Lirik şiirde şair, hangi duygu/an ön plana çıkarır?
Bu gibi konularda yazma çalışmaları açıklayıcı anlatım ile yapılır. Bir atasözünün ya da özdeyişin genişletilmesi; edebiyat, sanat, dil.., vb. alanlarda bir sorunun açıklanması; bjr sözcüğün, bir terimin tanımlanması gibi yazma çalışmaları hep açıklamaya dayalıdır. Bu anlatım biçiminde amaç “bilgilendirme”, “öğretme” olduğun dan düşünceyi geliştirebilmek daha etkili kılmak için “tanımlama, karşılaştırma, neden ve kanıt gösterme, tanık gösterme, örnekleme” gibi açıklama yöntemlerine başvurulur.
Açıklamanın iki ayrı türü vardır: Birincisi her tür kişi sellikten sıyrılmış, nesnel bir tutumla, bilimsel bir dille gerçekleştirilir. İkincisi ise kişisel bir yaklaşımla gerçekleştirilir; yani özneldir. Bu yol makale, fıkra, deneme, sohbet gibi düşünce yazılarında kullanılır.
Örnek:
MÖ. VI. yüzyılda başlayıp yüzyılımızın başına dek etkisini yoğun biçimde sürdüren türler arasında tiyatro,felsefe ve tarih vardır. İlkçağ tiyatrosu tragedya ve komedya diye ikiye ayrılır. Tragedya, bağbozumu tanrısı Dionysos adına düzenlenen törenlerden doğmuştur. Tragedyanın amacı seyircide korku ve acıma duygusu uyandırmaktır. Bu da gerilimlerle sağlanır. Oyunun sonunda ise her şey cüzüme kavuşur.
Bu parçada tiyatro, tarih ve felsefenin ortaya çık tragedyanın hemen bütün özellikleri bilgilendirmeye ‘ açıklayıcı bir yöntemle, anlatılmıştır.
Örnek:
Herkes her şey olamaz. Nasıl iyi asker olmak için disiplin, iyi öğretmen olmak için bilgi. iyi tüccar olmak için para yeterli değilse, nasıl bütün mesleklerin, kendilerine göre birazı doğuştan gelme, çoğu da sonradan öğrenilen incelikleri varsa politikacıların da rasgele, herkesin beceremeyeceği yönleri vardır. Bunları becerebilen kimse ‘ on binlerce kişinin karşısına çıkıp nutuk söyleyebiliyor, on binlerce kişinin elini sıkabiliyor, çömelip ayran içebiliyor…
Bu parçada politikacıda bulunan ve bulunması gereken özellikler açıklanmıştır.
2. TARTIŞMACI ANLATIM BİÇİMİ:
Bir yargıyı, bir düşünceyi ya da öneriyi çürütme değiştirme amacıyla yazılan yazılarda kullanılan anlatım biçimine tartışmacı anlatım denir. Yazı ve edebî eserlerde yer alan önemli anlatım biçimidir. Bu anlatım biçiminde üzerinde durulan düşünce, yargı ya da öneri ortaya konur. Sonra da düşüncenin neden doğru olmadığı, geçersiz olduğu tartışılır.
Doğal olarak tartışmanın amacı okurların b bir konudaki kökleşmiş yargı ve kanılarını değiştirmek onların da kendimiz gibi düşünmesini sağlamaktır Bu anlatımda önce, ele alınan, ispatlanmak veya çürüte istenen düşünce açıklanır. Sonra bunun neden doğru olduğu veya olmadığı gerekçeleriyle tartışılır. Yazar bunları yaptıktan sonra kendi görüşünün haklı olduğunu ispata çalışır. Bazen sorular sorar ve bu sorulara cevaplar arar.
Tartışmada örneklendirme, karşılaştırma, tanımlama, tanık gösterme gibi yollara başvurulur. Tartışmada “düşünce ve kanıları değiştirme” amacı güdüldüğü için bu anlatım biçimiyle fikirsel ağırlıklı yazı türleri (deneme, eleştiri, sohbet, fıkra, makale.., vb.) ele alınır.
Örnek:
“Politika “ahkam kesmek” olsaydı, bunu becerebilecek o kadar çok insan bulunurdur ki Türkiye’de. Üniversite kürsüsünün yüksekliğinde ahkam kesmek, üniforma zırhının gerisinde ahkam kesmek gazete sütununun açıklığında ahkam kesmek, büyük memur masasında ahkam kesmek çok kolay. Hatta oralarda kesilen ahkam politikacılardaki düşüncelerden de parlak olduğu söylenebilir.Ama, onlarınki kadar gerçekçi ve yığınlarla bağlantılı,olduğu söylenebilir mi? Parçada “ahkam kesmek” ile ilgili görüşler tartışmacı anlatımla ele alınmıştır.
3. BETİMLEYİCİ (TASVİR) ANLATIM BİÇİMİ:
Betimleme, yalın bir söyleyişle sözcüklerle resim çizme sanatıdır. Görme, işitme, tatma, dokunma, kok gibi duyu organlarımız aracılığıyla varlıkların belirleyici niteliklerini algılama, bu nitelikleri belirterek onları görünür kılmadır.
Betimleme, varlıkların kendilerine özgü niteliklerini sözcüklerle anlatma işidir. Varlıkların, eşyaların ve olayların en belirgin özellikleriyle tanıtılıp, göz önünde canlandırılmasına yönelik bir anlatım yoludur. Betimleme, bakıma varlıkların, nesnelerin ve olayların sözcüklerle resmini çizmektir. Bu anlatım okuyucuların duygularına, hayal gücüne seslenir; yani yazar dış dünya ile, varlıklarla izlenimlerini okurlara da aktarmak ister. Bunun için bilinçli, titiz bir gözlem yoluyla ayrıntı seçer. Seçtiği ayrıntıları imge (hayal) oluşturacak biçimde düzenler.
Ayrıntılar genelden özele ya da özelden genel doğru sıralanabilir. Sözgelimi bir kentin genel görünümü anlattıktan sonra özellik taşıyan bir yapısını (hastane, kışla, cami, park...) ele almak genelden özele doğru bir betimlemedir. Bir hayvanın ilgiyi üstüne çeken gözlerinden başlayarak tüm gövdesini tanıtmak da özelden genele doğru bir betimlemedir.
Konuları Bakımından Betimleme Türleri:
* İnsan betimlemesi
* Hayvan betimlemesi
* Eşya betimlemesi
* Manzara betimlemesi
* Olay betimlemesi
Amaçları Bakımından Betimleme Türleri:
* Açıklayıcı — teknik betimleme
* Sanatsal — izlenimsel betimleme
1 Örnek:
Gökyüzünü açık güneşli olduğu bir ilkbahar günüydü. Öğleden sonra saat tam beşe çeyrek kala, arabamla Guercina’nı pazar yerine geldim. Alan insan kaynıyordu. Birden çanlar çalmaya, sirenler ötmeye başladı. İlk kez gökten düşen bir bombayı, sonra bunun ardından on sekiz tane kadar olduğunu sayabildiğim savaş uçaklarını gördüm. Bombaların patlaması anlatılamaz bir panik yarattı. Ben beş milis askeriyle birlikte küçük bir tahta köprünün altına saklandım. Oldukça iyi gizlendiğimiz yerden meydanda olup bitenleri, kadınların, erkeklerin, çocukların ve hatta hayvanların nasıl bir şaşkınlık ve korku içinde kaçıştıklarını dehşetle görebiliyorduk...
Bu parçada yazar, birdenbire karşısına çıkan savaş ortamını; bu ortamda insanların nasıl davrandıklarını betimliyor.
4. ÖYKÜLEYİCİ(Hikaye Edici) ANLATIM BİÇİMİ:
Konuyu, yani anlatılanı eylem içinde verme ve gösterme biçimidir. Nasıl bir eylemin bir ortaya çıkış, bir gelişim, bir de sona eriş durumu varsa öyküleyici anlatımda da öyle bir akış görülür. Bir durumdan bir duruma geçme, bir aşamadan bir aşamaya dönüşme bu tür anlatımın belirleyici özelliklerindendir. Bu özelliğinden ötürü okuyucu eylem içinde yaşar, sürekli bir devinim içinde bulur kendini. Çünkü belirli zaman dilimi içinde olay ve olgular ya birbirinin uzantısı olarak ya da geriye ve ileriye sıçrayışlar yapılarak verilir. Ancak bu olay ve olgular dizisi birbirine bağlantılı anlamlı bir bütün oluşturur. Bunun yanı sıra şu iki soru anlatımın dokusuna egemen olur: “Ne oldu?”, “Nasıl oldu?” Bundan dolayı bir olayı okuyucunun gözü önünde canlandırmak, varlıkların başından geçenleri aktarma amacı güdüldüğü zaman öyküleyici anlatıma başvurulur. Bu anlatımda okuyucuyu olay içinde yaşatmak amaçlanır.
Bu anlatım biçimi öykü, roman, masal, biyografi... gibi eserlerin temel örgüsünü oluşturur. Yazar, konuyla ilgili ana düşüncesini okuyucusuna belirli bir olayı yaşatarak düşündürmeyi,algılamasın amaçlamıştır. Bu anlatım biçimi çoğu zaman “betimleme” ile birlikte kullanılır.
Örnek:
…Ateş oyunları arasında daha büyükleri, hatta kazalara yol açanları vardı. Baruttan gemiler, kuleler yapılara şenlik yerine taşınır, burada bunlara ateş verilir, büyü patlamalarla yanıp tutuşmaları zevkle seyredilirdi. Ağzından ateş püsküren ejderhalar, tekerlekler üstünde hal arasında gezdirilir, görenler kaçar, seyredenler gülerdi.
*YALINLIK :Anlatımın süsten, gösterişten uza olması ve anlatımda söz cambazlığına yer verilmemesidir.
* DURULUK : Söz ve yazının kolay anlaşılır olmasıdır.
den arındırılmasıdır. -
* YOĞUNLUK :Az sözle çok şeyin anlatılmasıdır Yazının anlamsal bir derinlik kazanmasıdır.
* DOĞALLIK : Anlatımın yapmacılıktan uzak olmasıdır.
Söz ve yazıda dile dokunur pürüzlerin olmamasıdır.
Yazının bölümleri arasında kopuklu ğ olmamasıdır.
* ETKİLEYİCİLIK :Anlatımın okurda iz bırakacak nitelikte olmasıdır.
* SÜRÜKLEYICİLİK:Anlatımın okuru peşinde sürükleme etkisine sahip olması demektir.
* ÖZGÜNLÜK : Anlatımın benzerlerinden ayrı ve üs tün olma, örnek diye gösterilme özelliğidir.
ANLATIM ÖZELLİKLERİ
* YALINLIK
* AÇIKLIK
Söz ve yazının kolay anlaşılır olması
* AKICILIK
* BÜTÜNLÜK
* İÇTENLIK
Anlatımın içten ve candan olmasıdır.
* TUTARLILIK : Anlatımda çelişkilere düşülmemesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder