A. Sözlü Anlatımın Özellikleri
Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir konuyu söz veya yazı ile bildirmeye anlatım denir. İnsan, önce düşünceyi söze dönüştürmüş, sözlü anlatımı bulmuş, sonra yazıyı bularak yazılı anlatımı gerçekleştirmiştir.
Anlatım, temelde iki kişi arasında gerçekleşen bir iletişimdir. Bu iletişimde alıcı ve verici vardır. Bu iki kişi arasındaki iletişim, sözlü veya yazılı olarak gerçekleşebilir. Sözlü iletişimde konuşan ve dinleyen, yazılı anlatımda ise yazan (yazar) ve okuyan (okur) vardır. Bir duygu veya düşüncenin, bir konunun, bir dilek veya isteğin dil aracılığıyla söz ile ifade edilmesine sözlü anlatım denir. Sözlü anlatım günlük yaşamdaki ev, okul, işyeri gibi alanlarda; topluluk önünde gerçekleşen sunum, panel, konferans gibi etkinliklere kadar geniş bir alanda kullanılır. Sözlü anlatım herhangi bir metne bağlı kalmaksızın yapılabildiği gibi, yazılı bir metnin okunması biçiminde de olabilir.
Sözlü anlatım; günlük gereksinimleri karşılamanın yanında diyalog, mülakat (görüşme) gibi karşılıklı konuşmalarda; nutuk (söylev), konferans, tartışma gibi topluluk karşısında gerçekleşen konuşmalarda kullanılır. Bunlar belli bir amaç doğrultusunda gerçekleşen konuşmalardır. Sözlü anlatımda konuşanın başarılı olması için bazı konulara dikkat etmelidir.
- Dili doğru ve yerinde kullanmalıdır.
- Yapıcı ve inandırıcı olmalıdır.
- Seslendiği kitlenin seviyesini dikkate almalıdır.
- Yerine göre jest ve mimiklerden yararlanmalıdır.
- Sesini etkili kullanabilmelidir.
Günlük yaşam temelde sözlü iletişim üzerine kuruludur. Fertlerin aile içindeki, sokaktaki, alışverişlerdeki veya çalıştığı yerlerdeki iletişimi sözlü olarak gerçekleşir çoğunlukla. Bunun yanında düşünerek sözcükleri doğru bir şekilde kullanarak yapılan düzgün konuşmalar da vardır. Diyalog, mülakat gibi karşılıklı konuşmalar; konferans, tartışma, nutuk gibi bir topluluk karşısında gerçekleşen konuşmalar buna örnek olarak verilebilir. Topluluk karşısında konuşmak, karşılıklı konuşmalara göre biraz daha zordur. Bu tür konuşmalarda konuşanda dinleyenlerin kendisini denetlediği düşüncesi hâkimdir. Bu nedenle kişi, konuşurken heyecanlanıp konuşma tarzını değiştirme riskiyle karşı karşıyadır. Ayrıca bir topluluk karşısında yapılan konuşmanın bir amacı ve hazırlık aşaması vardır.
Sözlü anlatım, iletişimde yaygın olarak başvurulan bir yöntemdir. Sözlü anlatımın hem göze hem kulağa hitap etmesi, birtakım kurallara bağlanmasını gerekli kılmıştır. Sözlü anlatıma başvuran kişi:
- Anlatımda güttüğü amacı belirlemelidir.
- Ele aldığı konuyu sınırlamalı, konu dışına çıkmamalıdır.
- Diline ve üslubuna özen göstermeli; açık, yalın, duru, akıcı ifadeler kullanmalıdır.
- Görünümüne dikkat etmeli; ciddi, derli toplu bir görünüm sergilemelidir.
- Vurgu ve tonlamalara dikkat etmeli, jest ve mimiklerini konuya uygun olarak kullanmalıdır.
- Anlatımını destekleyecek belge, grafik ve slaytlar kullanmalıdır.
- Kullanacağı malzemeleri (kürsü mikrofon, slayt makinesi, bilgisayar, CD vb.) kontrol etmelidir.
- Sabırlı ve hoşgörülü olmalı, sert ve kırıcı hareketlerden, kişiliklere saldırmaktan kaçınmalıdır.
- Nezaket ve saygı kurallarına uymalıdır.
- Kendisine verilen süreyi aşmamalı, başkalarının konuşmalarına gereksiz müdahalelerde bulunmamalıdır.
- Anlatımını gerçekleştirdikten sonra gelebilecek sorulara tartışmaya yol açmadan açık ve net cevaplar verebilmeli, bu cevaplar doyurucu olmalıdır.
B.SÖZLÜ ANLATIM TÜRLERİ
*Konferans
*Söylev(Nutuk/Hitabet)
*Panel
*Forum
*Sempozyum
*Münazara
*Açık Oturum
*Konferans
*Söylev(Nutuk/Hitabet)
*Panel
*Forum
*Sempozyum
*Münazara
*Açık Oturum
1.KONFERANS:
Bilim, sanat vb. konularda düşünürlerin, sanatçıların bir dinleyici topluluğu karşısında yaptığı konuşmalardır.
- Konferans, bir konu hakkında izleyene bilgi vermek amacı güttüğünden alanında uzman kişilerce verilir. Kesinlik, inandırıcılık temel özelliğidir.
- Konferansa katılacak kitlenin sosyo-kültürel yapısı önemlidir. Bu yüzden anlatım anlaşılır ve yalın olmalıdır.
- Konferans verilmeden önce uzun bir çalışma gerekmektedir. Konferans sonunda dinleyiciden gelecek sorulara da hazırlıklı olunmalıdır.
- Konferans veren kişi, geniş bir kitleye birikimlerini aktarmaktadır; bu yüzden monotonluğa düşmeden çekici ve özgün bir anlatım gerekmektedir.
- Konferansın konusu, kim tarafından verileceği, yeri, tarih ve saati önceden ilan edilir.
- Konferanslar genellikle kapalı bir alanda yapılır ve çeşitli alanlarda (sanat, edebiyat, bilim, siyaset…) olabilir.
2.SÖYLEV(NUTUK/HİTABET):
Bir topluluğa düşünce ve duyguların aşılanması amacıyla yapılan konuşmadır.
- Söylev veren kişinin (hatip) ikna kabiliyeti, ses tonu, jest ve mimikleri söylevin temel özellikleridir.
- Söylev veren kişinin dili topluluk tarafından anlaşılır olmalıdır.
- Her konuda yazılabilir. Topluluk karşısında gerçekleştirilir.
- Türk edebiyatında ilk söylev örneği Göktürk Yazıtları’dır.
- Cumhuriyet döneminin en büyük en büyük söylevi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Nutuk’’ adlı eseridir.
- Mehmet Akif Ersoy, Halide Edip Adıvar halkı nutuklarıyla yönlendirmişlerdir.
- Söylevin dünyadaki en büyük ustaları: Sokrates, Cicero ve Demosthenes’dir.
3.PANEL:
Bir konu ya da sorun üzerinde bir başkan ve birkaç konuşmacının (en az 3 en fazla 6) düşünce alışverişinde bulunmasıdır.
- Panelde amaç bir sorun üzerinde karara varmak değil, konuyu çeşitli yönlerden değerlendirmektir.
- Küçük bir dinleyici kitlesi önünde yapılır.
- Ele alınan konu konuşmacıların görüşleriyle irdelenir.
- Panelin sonunda, başkan konuşmacıların görüşlerini özetler ve paneli kapatır.
4.FORUM:
Güncel veya gündemdeki bir konunun, daha önce hazırlık yapmamış bir grup tarafından tartışılmasıdır.
- Forumda dinleyiciler de tartışmaya katılıp soru sorabilirler. Panelden ayrılan en önemli özelliği budur. Eğer panel sonrasında dinleyiciler de tartışmaya katılırsa tartışma forum halini alır.
- Başkan tartışmayı yürütür, tartışmanın konu dışına çıkmasını önler.
- Başkan, çıkarımda bulunma, düşünceler arasında bağ kurma, gerektiğinde topluluğu yumuşatma, hoşgörülü olma, konuya egemen olma özelliklerini taşımalıdır.
5.SEMPOZYUM:
Sanatsal, bilimsel, düşünsel değer taşıyan konuların, konuyla ilgilenen küçük bir dinleyici topluluğu önünde işlenmesidir.
- Sempozyumda en az 3 en fazla 6 konuşmacı vardır.
- Konuşmalar 20 dakika ile sınırlıdır.
- Sempozyum, bir veya birkaç gün sürer.
- Katılan konuşmacıların konunun uzmanı olması gerekir.
- Sempozyumda işlenen konunun çözüme ulaştırılması amaçlanır.
- Başkan, sempozyumun sonunda görüşleri özetleyerek sempozyuma son verir.
6.MÜNAZARA:
Bir konunun iki karşıt yönü üzerinde tarafların tartışmasıdır.
- İki grup, bir başkan ve jüriden oluşur.
- Konuşmacı gruplar 2 ya da 4 kişiden oluşur.
- Amaç, savunulan tezi kanıtlamak, karşı tarafın tezini çürütmektir.
- Münazaranın sonunda jüri grupların puanlamalarını yapar, kazanan grup ilan edilir.
7.AÇIK OTURUM:
Toplumun çoğunluğunu ilgilendiren bir konunun, bir başkan yönetiminde uzman kişilerce irdelenerek tartışılmasıdır.
- Tartışmada amaç tartışılan konuyu topluma anlatmak ve toplumu bilgilendirmektir.
- Tartışılan konunun toplumun büyük kesimini ilgilendirmesi ve güncel olması açık oturumun önemini arttırır.
- Geniş salonlarda kalabalık topluluklar karşısında yapılır.
- Açık oturumu yönetenin kültürlü bir kişi olması ve kıvrak bir zekaya sahip olması gerekir.
- Çoğunlukla bir forumla sonlanır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder